Yazar: Daniel Fischer
David Graeber, babasının Anarşistlerin yönettiği Barselona'da bir Lincoln Tugayı gönüllüsü olarak anlattığı deneyimleri dinleyerek büyüdü, ardından ünlü bir antropolog ve organizatör oldu. Çok daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna dair ömür boyu süren bir inanca göre yaşadı. Annesi kısa bir süre için sendika yapımı Broadway müzikali ‘Pins and Needles'ın baş şarkıcısı olmuştu. Babası ve annesi, raflarını radikal olasılıklar hakkında kitaplarla dolduran Yahudi işçi kitap kurtlarıydı. 1961 doğumlu Graeber şöyle hatırlıyordu:
“Çocukluk yıllarımda evde çok kitap vardı, ama neredeyse hiç eleştirel kitap yoktu. Demek istediğim, eminim ebeveynlerimde Kapital vardı, en azından birinci cildi, ama dünyanın ne kadar korkunç olduğu hakkında çok az kitapları vardı. Çok sayıda bilimkurgu, çok fazla tarih ve bol miktarda antropoloji kitabı vardı. Bence şöyle düşünüyorlardı: 'Dokuzdan beşe kadar çalışarak bu sistemin kendim için ne kadar berbat olduğunu deneyimliyorum; bunu okumama gerek yok; varolmanın diğer yollarının nasıl olabileceğini okumak istiyorum.'"
Bu ilginç, çünkü (Yale ve London School of Economics'te öğretmenlik yapan) bir kamu entelektüeli olarak Graeber, muhtemelen en çok toplumsal eleştirileriyle tanınıyordu. Otonomist Marksist gelenekten büyük ölçüde etkilenen Graeber, neoliberalizmi esasen ekonomik gibi görünen politik bir proje olarak gördü ve sistemin insanları daha iyi bir dünya inşa etme konusunda moralsiz, kırgın ve umutsuz tutmaya yönelik karmaşık yöntemlerini açığa çıkardı. Bu umutsuzluğun araçları arasında borç (Borç: İlk 5000 Yıl), kurumsal bürokrasi (Kuralların Ütopyası) ve anlamsız çalışma (Anlamsız İşler: Bir Teori) vardı. Graeber’in, son kitabını "medeniyetimizin kalbini hedef alan bir ok" olarak tanımlaması çok yerindeydi. Çalışma saatlerimizin çoğunun yararlı bir şey üretmek için kullanılmadığını ve kapitalistlerin bizi sürekli meşgul etme dürtüsü olmasaydı çalışma haftasının kolayca on beş hatta on iki saate indirilebileceğini savundu. "Egemen sınıf, boş zamanı olan mutlu ve üretken bir nüfusun ölümcül bir tehlike olduğunu anladı," diye yazdı, "Altmışlarda buna yaklaşılmaya başladığında ne olduğunu bir düşünün."
Ancak bana göre Graeber'in daha ilham verici çalışmaları alternatifler keşfetmeye ve yaratmaya odaklandı. Görünüşte beklenmedik yerlerde ütopyayı ortaya çıkarmak için keskin bir gözü vardı. Madagaskar dağlarında 1989-1991 yılları arasında yaptığı saha çalışması sırasında, IMF'nin zayıflatmış olduğu devletin yalnızca göstermelik işlevleri yerine getirdiğini ve toplulukların aslında çoğu konuda fikir birliği ile karar alarak kendilerini yönettiklerini gördü. Iroquois Birliği Anayasası üzerine yaptığı çalışma, demokrasi, feminizm ve anarşizmin yalnızca Avrupa kökenli olduğu fikrine meydan okudu. Ve kitle iletişim araçlarının "tutarsız" ABD'li protestocuları reddetmesinin aksine, Graeber’in ‘Doğrudan Eylem: Etnografya’ ve ‘Demokrasi Projesi’ kitapları, alternatif-küreselleşme ve Wall Street İşgali hareketlerinin yatay yapısının inşa etmeye çalıştığı dünyayı nasıl önceden tasarladığını açıkladı. Graeber, son birkaç yılda Kuzey Doğu Suriye'deki (Rojava) doğrudan demokrasi deneylerini savundu. Ve David Wengrow ile birlikte yazdıkları yazıda ve kitapta (henüz yayınlanmadı), ilk uygarlıkların tek tip hiyerarşik olduğu şeklindeki yaygın varsayımı ortadan kaldırdı. Aksine, "Eşitlikçi kentler, hatta bölgesel konfederasyonlar bile tarihsel olarak oldukça yaygındır."
Diğer ölüm ilanlarında onun ne kadar muazzam bir entelektüel olduğunu okuyabilirsiniz. Kendi alanında, Maurice Bloch onu "kuşağının en iyi antropoloğu" olarak nitelendirdi ve danışmanı Marshall Sahlins "en yaratıcı öğrencimdi" dedi. Yale Üniversitesi 2004'te sözleşmesini sona erdirmeye karar verdiğinde, bunun nedeninin burs ve öğretiminin kalitesi değil, radikal doğrudan eyleme katılımı olduğu çok açıktı.
Derinden bağlı bir aktivist olarak Graeber, 2011'de New York'ta Wall Street İşgali'ni başlatmada çok önemli bir rol oynadı. Kampın ilk gecesinde Wesleyan Üniversitesi'nden bir grup sınıf arkadaşımı getirdiğimde onu orada gördüğümü hatırlıyorum. Bir lider ya da "elebaşı" olmak istemediği için çok uzun süre takılıp kalmadı. Arkadaşımın o zaman açıkladığı gibi, "Anarşist olmakta çok iyidir."
Kampüse döndüğümde, birçoğu İşgal eylemlerinin etkisiyle yakın zamanda radikalleşmiş öğrenci aktivistlerle bir toplantı yaptım ve Graeber'in 2004'te Yale'de verdiği "Doğrudan Eylem ve Radikal Toplumsal Teori" başlıklı dersten esinlenerek yatay olarak örgütlenen bir ders başlattık. Müdahaleci olmayan iki profesörün sponsorluğu sayesinde, Wesleyan düzinelerce öğrencinin bu dersi kredili olarak almasına olanak sağladı ve tabii ki, öğrenci olmayıp katılmak için gelenleri de memnuniyetle kabul ettik. Graeber'e 2004 müfredatını kullanacağımızı bildirdiğimizde, alçakgönüllülükle şöyle yazdı: "Bu harika görünüyor ve bunu yaptığınız için gerçekten gurur duyuyorum. Müfredat şimdiye kadar güncelliğini yitirmiş olmalı." Onun tavsiyesini dinledik ve Zapatistalar, Arjantin özyönetim, Kara Panterler, Clamshell İttifakı, Toplumsal Ekoloji, Ekofeminizm, Yeryüzü Kurtuluş Cephesi, Durumcular ve diğer hareketler hakkındaki okumaları fikir birliği yoluyla karar vererek, demokratik bir şekilde yeniden yazdık. Bir toplantı için Graeber ve Chris Hedges arasındaki kara blok taktikleri üzerine bir tartışmayı okuduk ve değerlendirdik ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde çoğumuz Graeber’in kara bloğu savunan "Şiddet İçeren Barış Polisi Hakkında" yazısına katıldık. Bu dersi, aldığım en aydınlatıcı ders olarak değerlendirmekte kesinlikle yalnız değildim. Aktivist tükenmişliğinin ne kadar yaygın olduğunu düşündüğümde, şimdi neredeyse on yıl sonra bile, sınıf arkadaşlarımın birçoğunun -muhtemelen çoğunun- radikal örgütlenme projelerine dahil olması dikkat çekicidir.
Bence dahil olmaya devam etmemizin nedenlerinden biri, Graeber’in "Kitlesel doğrudan eylem - özellikle de demokratik bir çizgide organize edildiğinde - inanılmaz derecede etkilidir" şeklindeki umutlu tutumundan etkilenmemizdi. Bunu, en iyi yazılarının çoğu gibi akademik bir dergide değil radikal basında (bu örnekte Anarşist dergi Rolling Thunder) yayımlanan 2007’nin "Zafer Şoku"nda yazdı. ABD’nin en son iki kitlesel doğrudan eylem örneğinin, nükleer karşıtı ve küreselleşme karşıtı hareketlerin, orta vadeli hedeflerine gerçekten kimse fark etmeden ulaştığını iddia etti. Açık olarak, bu hareketlerden sonra yeni nükleer santraller durduruldu, iddialı "serbest ticaret" anlaşmaları raydan çıktı ve IMF ile Dünya Bankası zayıfladı.
Wall Street İşgali’nin neden başarısız olduğunu soran koroya katılmak yerine, "Neden işe yaradı?" diye sordu. Bu soruya katılıyordum, çünkü arkadaşlarımla muhtemelen kalıcı bir etki bırakmadan, ilk gece polis tarafından büyük bir hızla alandan boşaltılacağımızı tartıştığımızı hatırlıyorum. Bunun yerine, ülkenin sağduyusundaki derin değişimleri yaydık ve ateşledik; marjinal bir solcu Senatörün ülkenin en popüler politikacısı olmasının, anti-kapitalizm ve polisin kaldırılması gibi fikirlerin makul yemek masası sohbet konuları haline gelmesinin önünü açtık. Graeber, Immanuel Wallerstein’ın terminolojisini benimseyerek, İşgal eylemlerinin ve Arap Baharı’nın, etkileri bir gün 1848’ler, 1917’ler veya 1968’lerle karşılaştırılabilir hale gelecek bir “2011 dünya devrimi” oluşturduğunu iddia etti.
Solun daha dogmatik "anti-emperyalist" kesimlerinin aksine Graeber, dünya çapında demokratik isyancıların ihtiyaçlarına öncelik veren incelikli, enternasyonalist bir duruş sergiledi. Örneğin, Libya’nın durumunu yalnızca NATO ve Kaddafi arasında bir çatışmaya indirgeyen kaba jeopolitiği kabul etmeyi reddetti. New Politics'te bir kez daha kamuya açık hale getirmekten mutlu olduğumuz 2011 yorumunda Graeber, her iki devletçi gücü “Darth Vader”lara benzetti ve dayanışmasını halk ayaklanması için sakladı.
Graeber’in siyaseti hayatının son yıllarında hızla heyecan verici yönlere doğru ilerliyordu. Rojava üzerine yazılarında, toplumsal değişime daha önceki aşamalı yaklaşımını yumuşatarak, "klasik anlamda 'devrim'”i; mevcut iktidar yapısının ve onun desteklediği egemen sınıfın bir tür halk ayaklanmasıyla yıkılması ve onun yerine yeni, aşağıdan yukarıya popüler örgütlenme biçimlerinin alması"nı savunmaya başladı. Bazen Graeber'ın Rojava'nın Demokratik Birlik Partisi'ni (PYD) pembe tasvirine katılmasam da, sürekli artan bir aciliyet sorunu olarak zamanımızda ne anlama gelirse gelsin, çetin iklim ve ekolojik koşullar devrim yaratırken, kendimi onun evrilen görüşlerini hevesle izlerken buldum.
Sıra dışı bir antropolog ve örgütçü olmanın ötesinde, Graeber parlak bir filozoftu ve en iyi makalesi, 2014 yılında çok az bilinen bir Baffler katkısı olabilir: "Eğlenemiyorsak Ne Anlamı Var?" Hayvan çalışmaları, atom altı fizik ve kozmoloji gibi çok çeşitli alanlardan yararlanarak, evrenin temelde bilinçli ve eğlenceli oyunlarla dolu olabileceği konusunda şaşırtıcı derecede ikna edici argümanlar ortaya koyuyor. Bu, "akılsız, robotik bir evrende" yaşadığımıza ve onun iç karartıcı derecede muhafazakar ve insanmerkezci sonuçlarına dair baskın görüşe nasıl bir giydirme. Graeber, daha uzun yaşamış olsaydı, Anarşist bir temel yapıt olarak Peter Kropotkin’in Karşılıklı Yardımlaşma ve Murray Bookchin'in Özgürlüğün Ekolojisi kadar önemli olacak, gerçeklik üzerine genişletilmiş bir inceleme yazabilirdi. Graeber’in ilgi çekici, eğlenceli yazı stili göz önüne alındığında, eminim kitap aktivist çevrelerin dışında da yaygın okunurdu.
Onu kişisel olarak hiç tanımadım ama tanıyanlara karşı cömert ve şefkatli olduğunu biliyorum. Geçen hafta ölümü yıkıcı bir sürpriz oldu. O sadece 59 yaşındaydı ve kapitalizmin ve hiyerarşinin ötesinde bir dünyanın inşasına daha çok katkıda bulunacaktı. Kuşkusuz, hepimizin o dünyayı inşa etmeye devam etmemizi ve bunu yaparken eğlenmemizi isterdi.
Graeber'in ‘Doğrudan Eylem: Bir Etnografya'nın önsözünde yazdığı gibi, “bir asi olarak yaşamak - devrimci dönüşüm olasılıklarının sürekli farkında olarak ve onu hayal edenler arasında - yaşamanın kesinlikle en iyi yoludur." Gerçekten bu şekilde yaşadı. Hiç kimse umulmadık yerlerde olanaklar ve umut bulma konusunda daha yetenekli değildi ve akılcı, radikal inançlarına göre yaşadı. Hoşçakal David Graeber!
Yazar hakkında:
Daniel Fischer, New Politics yayın kurulu üyesidir ve This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. adresinden ulaşılabilir
Türkçeye çeviren: Reha Alpay
Yazının aslı New Politics'in web sitesinde 9 Eylül 2020'de yayımlanmıştır:
https://newpol.org/living-as-if-another-world-were-possible-goodbye-david-graeber/