AKP'nin Ustalık Dönemi
Türkiye'nin bugün geldiği çelişkilerle dolu politik konumu anlamak için geriye dönüp bakmakta ve AKP'nin 9 yıllık geçmişini değerlendirmekte yarar var. Bu yazıda bunu yapmaya çalışmadan önce devlet ve hükümet arasındaki ilişkiler konusunda genel bir analizle giriş yapmak istiyorum.
Devlet ve Hükümet
Temsili demokrasilerde siyasi partiler potansiyel bir devlet örgütlenmesi gibi kendilerini şekillendirir, politikalar oluşturur ve hükümet olarak devleti yönetmeyi hedefler. Merkezi örgütlenme ve güçlü liderlik bu örgütlenmenin anahtar noktalarıdır. Bu arada bir yandan değişime yönelik politikalar oluştururken bir yandan da devlete güvence vermek esastır. Yoksa devlet tarafından bir tehdit olarak algılanır ve baskı altına alınır ya da kapatılırlar.
Politik Ekoloji Düşünme Notları
Yazar: Sezgin Ata
EKOLOJİK KRİZİ BU KADAR ÖNEMLİ KILAN NEDİR?
Bugün hiç kuşkusuz tarihte görülmemiş boyutta bir krizle karşı karşıyayız: ekolojik kriz. Bu kriz, bir önceki kuşağa ait nükleer ve biyolojik Silahların gezegeni topyekûn imha etme tehdidinin kapsamını daha da genişleterek kıyametvari bir noktaya taşımıştır. Bu algı artık yalnızca bilim insanlarının ve düşünürlerin değil geniş insan kitlelerinin toplumsal bilincinde de gittikçe yer edinmeye başlamıştır.
Faşist Ekoloji
Yazar: Peter Staudenmaier
“İnsanlığı doğadan, hayatın bütünlüğünden ayırmanın onun kendi yıkımına ve ulusların yokoluşuna sebep olduğunu anlamış bulunuyoruz. İnsanlık ancak hayatın bütünlüğüne yeniden eklemlenmek suretiyle güçlü olabilir. İşte bu, çağımızın biyolojik yükümlülüklerinin temel direğidir. İnsanoğlu tekbaşına düşüncenin odağı olamaz artık, olsa olsa hayatın bütünlüğüdür düşüncenin odağı… Hayatın bütünlüğüyle bağlantı kurmaya yönelik çabalar, içine doğduğumuz doğanın kendisiyle birlikte Nasyonal Sosyalist düşüncenin en derin ve doğru özüdür”(1).
Konfederalizmin Anlamı
Yazar: Murray Bookchin
Çok az argüman, yüz-yüze katılımcı demokrasi durumuna karşı çıkmak için bizim “kompleks bir toplumda” yaşadığımız iddasından daha etkili bir şekilde kullanılmıştır. Bize modern nüfus merkezlerinin taban düzeyinde doğrudan karar vermeye izin vermek için fazla büyük ve nüfusça yoğun olduğu söyleniyor. Ve ekonomimiz ticaretin ve üretimin karışıklıklarını çözmek için, muhtemelen, çok “küresel” dir. Günümüzün ulusgeçişli, genellikle yüksek derecede merkezileşmiş toplumsal sisteminde, devlet içinde katılımı artırmanın, bürokratik kurumların etkinliğini azaltmanın politik ve ekonomik yaşam üzerindeki halk kontrolünün ütopik “lokalist” tasarılarını geliştirmekten daha iyi olduğu tavsiye edilir.
Kentin Özgür Ekolojik Geleceği
Endüstriyalist kapitalizm gelişirken kentle kır arasındaki uçurumu gittikçe arttırdı. İnsanlar iş ve aş bulmak için kentlere göç etmek zorunda kaldı. Aynı zamanda kentin kozmopolitan yapısı insanları özgürleştirir diye umuluyordu. Oysa kırdaki dayanışma ruhunun kentte yok olduğunu görmek uzun sürmedi. Bu bağlamda 19. yüzyıl başlarında örneğin, Charles Dickens’in romanlarında konu ettiği Londra’ya kırsaldan gelenlerin kültürel çatışmaları ve artık yalnızlaşmakta olan birey vardı.