Evrensel bir Hayvan Hakları Yaklaşımı İçin
Ekoloji temelinde politikalar geliştiren gruplar ve toplumsal hareketler açısından giderek karmaşık bir sorun haline gelen konulardan biri de hayvan hakları sorunu. Bu konu kimisi hayvan haklarını, kimisi hayvan özgürlüğünü kimisi de hayvan sömürüsünü gündeme getiren farklı grupların yarattığı tartışmalarla kafa karışıklığına yol açıyor. Sorunu karmaşıklaştıran bir nokta da kimi durumlarda yaban hayvanlarının varlığının evcil hayvanlar tarafından tehdit ediliyor olması. Ekolojik açıdan bakıldığında et üretimine karşı çıkmakta ekolojistlerin hayvanları savunan tüm gruplarla ortak bir noktada buluşması kolayken; faytonların yerine motorlu araçların konulmasını savunan gruplar, bir de bu durum yeni yapılaşmayı ve rantı artıracaksa, işleri çetrefilli hale getiriyor.
Şimdi farklı üretme, farklı tüketme ve farklı düşünme zamanı
Pandemi nedeniyle yakın gelecekte hükümetlerin ve toplumların alacağı kararlar geleceğimizi belirleyecek. Bu, yalnızca düşük karbonlu yaşamlar yaratmaktan daha öte bir şey olmalı: Sosyal adaletin her alanına ışık tutabilecek türden…
Yıllardır ekoloji ve toplumun işleyişine kafa yoran biri olarak ben de “insan doğanın parçası olmayı bilmezse doğa ne yapacağını bilir” diyenlerdenim. Son zamanlarda daha da sıklaşarak doğanın kendi iç döngüleriyle yarattığı dinamikler, insanın doğa üzerindeki egemenliğine büyük ya da küçük ölçekte ‘dur’ diyor. İklim krizi nedeniyle ekstrem kuraklık, sel felaketi vb olaylar kitlesel zorunlu iklim göçlerine neden olmaya başladı. Ancak koronavirüs pandemisi şimdi bize küresel ölçekte başka şeyler söylüyor.
Devrimi Yeniden Tasarlamak
İnsanlığın, doğal ve organik olan Komün yaşamından köleci devletli yaşama zorla geçirilmesi bir karşı devrimdi. İhtiyacımız olan (hatta zorunlun olan) ise, insan yaşamını günümüz somutunda yeniden komünleştirmek. Bu da ancak içinde yaşadığımız devletli sistem olan kapitalist emperyalizmi yok edecek kalıcı, toplumsal bir devrimle mümkün. Zira günümüze kadar sayısız köle ve köylü isyanları, kapitalist dönem de de büyük devrimler komünal inşa için yeterli ve kalıcı olamamıştır.
Sağlıklı Gıda Sağlıklı Toprakla Mümkün
Endüstriyel gıdanın yetişme boyutunda kimyasallar; sosyal boyutunda ise tarım işçilerinin ağır çalışma koşulları, sosyal hakları, sendikasız mevsimlik tarım işçileri, çocuk işçiler, onların yaşam koşulları gibi adaletsiz üretim ilişkiler ağı gibi konular var. ‘Ne Yersen Osun’ konusuna sadece gıdaların içindeki zehirler değil; adaletsiz üretim ağları içinden yükselen ‘ahhh’ lar da dahil…
Zihniyet Devrimi. Ama Nasıl?
Çocukluğumda, büyüklerin “Allah zihin açıklığı versin” diye dua ederek okula gönderdiklerini anımsarım. Jiddu Krishnamurti söz konusu temenniyi doğrular nitelikte ,”Bir insan her hangi bir inanç, ideoloji ve ön yargı ile zihnini doldurmuşsa o kişi zihnini boşaltmadan asla yeni şey öğrenip değişemez, değişebilmesi için zihnini açık tutması gerekir.” der. Çocukluğumdaki temenni ve Krishnamurti’nin sözü geçen yaz yaşadığım bir olayı anımsattı.