#GeziBarışınGarantisidir…
Kürt meselesinin çözülmesini istemeyecek pek çok aktörün olabileceği ve barış sürecinin sabote edilebileceği riski maalesef her zaman pusudadır. Önemli olan barış sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi konusunda PKK-BDP ile AKP iktidarının tavrının ve iradesinin ne kadar samimi ve net olduğudur.
Gezi nereye? Türkiye nereye?
Gezi Parkı protestolarına yönelik AKP deki farklı sesleri bir kenara koyarak, hükümetin ve Başbakan’ın tavrını bir bütün olarak değerlendirmek gerek. Her ne kadar süreçte otoriter bir figür olarak Tayyip Erdoğan arz-ı endam ettiyse de, bu süreci sadece bir siyasi lider üzerinden okumak ve değerlendirmek doğru değildir. Aksi takdirde bu yaklaşım Gezi’nin ruhunu, “herkes için” ve “hep beraber” daha özgür daha demokratik ve daha onurlu bir yaşam talebi üzerinden şekillendirildiğini göz ardı etmek olur.
Evet, 140 Karakterciler Hareketi Marjinaldir.
Tahmin edeceğiniz gibi başlık zaytung.com sitesinden aşırmadır. Bir farkla, zaytung.com’da 140 Karakterciler, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler gibi Türk edebiyatımızdaki akımlardan biri olarak lanse edilmişti. Biz ise bu kısa yazıda 140 Karaktercileri sadece edebiyat akımı olarak değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi bir akım olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki; Gezi parkı, nam-ı diğer çapulcular hareketinin özellikle twitter ve facebook gibi sosyal medya aracılığıyla çığ gibi büyüdüğü düşünüldüğünde; bu hareketi 140 Karakterciler hareketi olarak da “adlandırabileceğimizi” düşünüyorum. Her ne kadar henüz daha “anlamlandıramasak” da…
Üstümüzde “umut yüklü” bir hayalet dolaşıyor; Gezi’nin Ruhu…
Kürt meselesinin çözülmesini istemeyecek pek çok aktörün olabileceği ve barış sürecinin sabote edilebileceği riski maalesef her zaman pusudadır. Önemli olan barış sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi konusunda PKK-BDP ile AKP iktidarının tavrının ve iradesinin ne kadar samimi ve net olduğudur.
Yaşamı ıskalama
Türkiye’nin büyük bir ekonomik ve siyasi kriz yaşamakta olduğu bu günlerde Bergama direnişi 10.yılını tamamladı. Kimilerine göre siyasi krizin tetiklediği bir ekonomik kriz, kimilerine göre ise zaten uzun dönemdir Türkiye’nin bir türlü çıkamadığı ekonomik krizin sonucunda oluşmuş bir siyasal kriz ile karşı karşıyayız. Daha azınlıkta olanlara göre ise kriz tamamıyla bir siyasal kriz niteliğinde. Her halükarda Türkiye büyük bir krizin içinde.