Tencere Dibin Kara...
Son günlerde Fransız Parlamentosu’nda kabul edilen “Ermeni soykırımının inkârını cezalandıran yasa”ya verilen tepkilere yoğun olarak tanık oluyoruz. Bu yasanın neden çıktığı ve çıkış zamanı üzerine muhtelif yorumlardan geçilmiyor malûm. Bir yenisine daha ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum doğrusu.
Yasalar ile tarihin yazılamayacağını, ifade özgürlüğünü engelleyen her türlü yasanın ya da çabanın hangi parlamentodan, hangi toplumsal kesimden ya da ülkeden gelirse gelsin anti-demokratik olduğunu ifade etmeme gerek var mı bilmiyorum. O yüzden bugün Fransız Parlamentosu’nun bu yasayı çıkarmakla özgürlükler hanesine kara bir leke sıçrattığı doğrudur.
Başka Bir Dünya Öbür Dünya Olmasın
Bu sorunun asıl tetikleyicisi olacak işçi kuruluşlarının bugüne kadar ki hiçbir taleplerinde meslek hastalığının yüzde bir oranında tespitinin ele alınmayışı çok düşündürücü. İşçi sendikalarının meslek hastalığı direniş argümanları ne zaman olacak?
Ortadoğu Üzerine Politik Ekolojik BİR Düşünme…
Bugün ekoloji denilince daha çok çevre, politika denince ise yüksek siyaset anlaşılıyor. Belki de bu yazıya başlamadan önce politik ekolojiden söz ederken, ne yüksek siyasetten ne de sadece çevremizden bahsetmediğimizi vurgulamalıyız. Çevrenin imlediği insanın ve toplumsal ilişkilerin dışında, hatta çoğu kez ondan bağımsız bir dışsal nesneler yığınından daha fazlasını kastediyoruz ekoloji derken. Tıpkı politika derken, modern yüksek siyasetin kurallarınca şekillenmiş, iktidar olma amacı ve şiarı temelinde yükselen, bu şiardan güç alan ve bu şiara güç veren bir ilişkiden bahsetmediğimiz gibi.
Küresel Isınma ve Ekolojik Felaketler
Geçen yıl ABD’de yaşanan Katrina felaketi ve Karaip denizinden gelen diğer fırtınalar küresel ısınmanın ne denli acil bir sorun haline geldigini gösterdi. Artık tüm bilim insanları doğal afetlerdeki artışın küresel ısınmadan ve özellikle deniz sularının ısınmasından kaynakladığını kabul ediyor.
Radikal olmayan ana akım çevreci örgütler dahi küresel ısınmaya karşı acil önlemler alınması için sürekli olarak çağrı yapıyorlar. Uluslararası Doğal Hayatı Koruma Vakfı, gezegenin üretebildiğinden yaklaşık yüzde 20 daha fazla doğal kaynağın tüketildiği uyarısında bulunuyor. Vakfın yayınladığı “Yaşayan Gezegen 2004 Raporu”nda bunun sonucu olarak 1970-2000 yılları arasında denizde ve karada yaşayan canlı türlerinin nüfusunun yüzde 30, tatlı suda yaşayanların nüfusunun ise yüzde 50 oranında azaldığı bildiriliyor.[1]
Eğitim Başlıyor, Ticaret de...
Özgür yazılımcılar için eğitim ticari bir fırsat değil. Onlar için eğitim merak ettikleri anda başlıyor. Bu merak ürünü tanıma, işlevi anlamaya çalışma ve etrafı bu anlamda dinlemeyle sürüyor ve hiçbir kağıt parçası sizi herhangi birisi yapmaya yetmiyor.